Khama Rhino Sanctuary

06/10/2014

Khama Rhino Sanctuary, 1992 yılında gergedan katliamını önlemek ve gergedanları koruma altına almak için kurulmuş bir vahşi hayatı koruma projesi. Gergedanların boynuzları Asya’daki kara borsada çok değerli olduğu için bir dönem bu sevimli hayvanları deli gibi katletmişler. Şimdiyse gergedan katliamını önlemek bir ülke politikası haline gelmiş. Sokaklardan tutun havalimanlarına kadar birçok yerde afişler bulunmakta. 8600 hektarlık alana kurulmuş bu tesis, Kalahari çölüne ait topraklarda bulunuyor. İsmini, gergedan katliamının önlenmesine büyük destek veren eski Botswana başkanı Khama’dan almış. Kendisi helikopterle gergedan avlayanları vurması ile tanınırmış !?

Şu an Khama Rhino Sanctuary sınırları içerisinde 40 beyaz ve 4 siyah gergedan bulunuyor. Sayı maalesef oldukça az, çok üzücü öyle değil mi.. Bu koruma alanı içerisinde ister belirlenen kamp alanları içerisinde kamp yapabilir, isterseniz de evlerde kalabilirsiniz. Su, duş, tuvalet gibi imkanları mevcut.

20141005_172511

Khama Rhino Sanctuary

Sabah 05:00 gibi (!) uyandık, çadırımızı topladık ve gözlerimiz yarı kapalı kahvemizi yudumlayıp, birşeyler atıştırdıktan sonra 06:00’da aracımızla safariye başladık. Yaklaşık 2 saat boyunca alan içerisinde 4×4 aracımızla dolaştık. Buz gibi havada tek kelimeyle donduk. Atkı, bere yanımda ne varsa geçirdim üzerime yanımdaki İngiliz hatun şortla gayet halinden memnun gözükürken ! Önce zebralar göründü. Hem biraz meraklı hem de oldukça utangaç olan bu hayvanlar o kadar güzel ki, bakmaya doyamıyorsunuz. Zebra, Botswana’nın ulusal hayvanı ve bayrağındaki siyah-beyaz çizgiler de onu temsil ediyor.

20141006_073607

20141006_073530

Sonra sevimli ve meraklı impalalar koşuşturdu etrafımızda. İnanmayacaksınız ama Zambia’da Gökçe, menüde bu tatlı hayvanları mideye indirdi !

20141006_074626

ve zürafaları yakaladık karınlarını doyururken.. Zürafalar doğduklarında 1/1.2 mt boyunda ve yaklaşık 100 kg ağırlığında oluyorlarmış. Yeni doğmuş bir gergedan yavrusundan (40 kg) çok daha ağır. Yetişkin bir zürafa ise 5,5 mt’e ulaşabiliyormuş.

20141006_071201

ve işte bir beyaz gergedan.. Koruyucunun söylediğine göre bugün hava nispeten sıcak olduğu için şanslıymışız çünkü gergedanlar soğuk havaları hiç sevmezlermiş, çalıların arkasına saklanırmış. Böyle açık arazide görebildiğimize çok sevindik. Siyah gergedanların beyaz olanlara göre daha hızlı tükenmiş olmasının sebebi, siyah gergedanlar çok daha sinirli ve agresif hayvanlar olmaları sebebiyle insanlar tarafından daha fazla katledilmiş 😦

SAMSUNG CAMERA PICTURES

SAMSUNG CAMERA PICTURES

İlgilenenler için Khama Rhino Sanctuary’nin web sitesi : http://www.khamarhinosanctuary.org.bw/

Johannesburg – Botswana yolculuğu ve Denver :)

05/10/2014

Tanıştırayım, işte önümüzdeki bir hafta boyunca evimiz; Denver. Biz bu seyahatte 17 kişi + 2 rehber Denver’le çok uzun yollar kat ettik. Denver hem evimiz, hem mutfağımız hem de bazılarımız için yatak oldu. Denver özellikle arkada oturuyorsanız biraz rahatsız olsa da bizi hiç yolda bırakmadı.

20141005_102945

ve işteee Denver !

Otobüste yer konusunda hergün yer değiştirmeye karar verdik ama her zamanki gibi çok şanslı olan bizler seyahat boyuncaki en uzun bu 10,5 saatlik yolculukta en arkaya düştük 🙂 Biraz fazladan hoplasak ve zıplasak da, pek umursamadık. Çünkü işte biz burda Afrika’daydık! ve camdan izlenecek, uzaklara dalınacak muhteşem bir coğrafya bulunmaktaydı. İşte böyle tıngır mıngır başlayan yolculuğumuzda, bir ara yolun kenarındaki ender ağaçların birinde durup öğle yemeği molası verdik. Hemen sandalyelerimizi çıkardık ve hiçliğin ortasındaki bu ağaç gölgesinde sandviçlerimizi afiyetle yedik.

20141005_123305

öğle yemeği molamız..

Şimdi biraz da bu katıldığımız turun konseptinden bahsetmek istiyorum. G Adventures’in “Botswana and Falls Adventure” turu bir “Yolo” tur. Yani çadırda konaklayacağınız, kendi çadırınızı kendiniz kurup toplayacağınız, bulaşığınızı kendiniz yıkayacağınız yemek yapılmasından kamp alanının kurulmasına/toplanmasına yardım edeceğiniz, “katılımcı” tarzda bir safari turu (participation safari diye geçer). Ki, hayata 5 yıldız otelde kalmamış, başkası tarafından hizmet edilmesinden de pek hoşlanmayan bizler için tam da istediğimiz tarzda bir tur oldu. Rehberler inanılmaz kafa, tesadüfen bir araya gelmiş bu 17 kişilik ekip o kadar uyumluydu ki, Reiner’in dediği gibi başından beri biz bir aile gibiydik. İlk gün Denver’a asılan görev değişim tablosuna bile bir süre sonra kimse bakmaz, herkes bir işin ucundan tutar oldu. Zaten kamp hayatına oldukça alışkın bizler de çadır kurmaktan/toplamaktan asla yorulmazdık. Geceleri Afrika yıldızları altında kamp ateşi etrafında biralarımızı yudumlamak, muhteşem Afrika gün doğumunu izlemek, kamp ateşinde Reiner’in yaptığı etleri götürmek herhalde benim için bu turun en unutulmaz anları arasında yerini alacak. Sürekli bir koşturmaca halinde olmamıza rağmen, Wendy’nin ne ara alışveriş yapıp öğle yemeğini hazır ettiğini, bizimle o kadar yol yapıp, 5’de gözümü açtığımda bizlerden erken kalkıp kahvaltıyı hazırlamış olduklarını görmek, her türlü ince detayı hep önceden düşünmüş olmaları beni hep şaşırttı. Biz bu bir haftanın her anından çok keyif aldık, yeni tanıdığımız bu insanları o kadar çok sevdik ve alıştık ki, şu an o kamp ateşi başında oturduğum, güldüğüm ve kafamı gökyüzüne kaldırıp o parlak yıldızları içime çektiğim anları çok özlüyorum çünkü nerde olursa olsun insanlardır anı keyifli yapan..

Neyse, maceramızı anlatmaya kaldığım yerden devam edeyim 🙂 Pazar sabahı tam 7’de teker kestik. Önce Botswana sınırını geçecek ve ardından çoook uzun bir yolculukla Khama Rhino Sanctuary’a varacaktık. Saat 14:15 gibi Botswana sınırına vardık. Seyahate çıkmadan evvel Botswana Türkiye’den vize istiyor mu konusunda çelişkili kaynaklar gördük ve kafamız biraz karıştı ama en sonunda Dış İlişkileri Bakanlığı’nın internet sayfasına güvenerek vize istenmediğine kanaat getirdik. İşin ilginç tarafı, Botswana’nın Türkiye’ye vize uygulaması geçen sene bir iş adamları zirvesinde kaldırılmış, şansımıza 🙂 (http://www.zaman.com.tr/ekonomi_botsvana-turklere-vizeyi-kaldirdi_2059999.html)

14:15 gibi Botswana’nın “Martin’s Drift” sınırından 19 kişi yarım saatte geçtik ve işte Botswana’dayız. 

delta

Okavango Delta

Büyülü Botswana’dan bahsedeyim biraz.. Afrika’nın en düz ülkesi olan Botswana topraklarının büyük bir kısmını Kalahari çölü, diğer kısmını ise Okavango deltası oluşturuyor. Ülke o kadar kurak ki, bayrağı oluşturan mavi renk yağmuru temsil ediyor, ülkenin para birimi de “pula” yani yağmur demek. Yağmur, onlar için para kadar değerli çünkü. O kadar ilginç ki; Angola’dan doğan Cubango nehri, Botswana’ya girdiğinde Okavango ismini alıyor ve Okavango deltasını oluşturarak bütün canlıların hayat kaynağını oluşturuyor. Bütün sularını çöle bırakan Okavango nehri asla denize ulaşamıyor. Çok etkileyici değil mi.. Elmas madeni zengini olan ülke, Afrika ülkeleri arasında orta düzeyde bir konumdadır. Ama maalesef halkının %25’i  HIV vürüsü taşımaktadır.

Nerde kalmıştık.. Evet, 8 saatlik planlanan yolumuz, sınır geçişi ve bozuk yollar sebebiyle 10,5 saat kadar sürse de nihayet 17:30 gibi Khama Rhino Sanctuary’e vardık. Hemen kampımızı kurduk, yemeğimizi yedik ve bu ilk gecemizde ateşin başında biralarımızı yudumladık da bu Afrika biraları çok light yahu, hiç kesmiyor :p Artık çöl iklimindeyiz. Her yerin kumla kaplı olmasını geçtik, gecelerin bu kadar soğuk olması da beklemediğimiz bir durumdu. Uyku tulumlarımız fena olmasa da Gökçe de ben de geceyi donarak geçirdik ve diğer gecelerin böyle olmamasını umduk :/

SAMSUNG CAMERA PICTURES

Khama Rhino Sanctuary’deki kampımız